Dünyaca ünlü otomobil üreticisi BMW’nin tarihinde büyük ve hızlı coupelerin yeri ayrıdır. İkinci Dünya Savaşı öncesi üretilen 328, klasikleşmiş 3.0 Csi, 80’li yıllara damgasını vuran 6 serisi… Yüz yıla yakın bir geçmişe sahip olan Alman otomotiv devinin ürettiği büyük coupeler her zaman ticari açıdan başarılı ve büyük ilgi çeken otomobiller olmuştur. Bu furyanın son üyesi olan 8 Serisi için ise aynı şeyi söylemek biraz zor.
BMW 8 Serisi, yanlış zamanda, yanlış yerde üretilmiş bir otomobil. Tüketim çılgınlığının patlak verdiği 80’li yılların en zor şartlarının yaşandığı bir dönemde,1987 yılında yaşanan Kara Pazartesi’nin üzerinden çok kısa bir süre geçmişken piyasaya sürülen 8 Serisi, hak ettiği ilgiyi hiçbir zaman göremedi. Belki de, dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiği bu yıllarda, pahalı bir süper-coupe piyasaya fazlasıyla lüks geliyordu.
80’li yılların ortalarında, 6 Serisi’nin yerini alması amacıyla tasarlanan 8 Serisi’nin, hızlı ve güçlü yapısı, teknolojik donanımı ve buna bağlı pahalı fiyatıyla BMW’nin yeni amiral gemisi olması bekleniyordu. BMW, bu yeni lüks coupe ile Mercedes S-Class’ın piyasadaki payına da göz dikmişti. Beklentilerin boşa çıkacağından haberdar değillerdi…
1989 yılında Frankfurt Uluslararası Otomobil Fuarı’nda tanıtılan E31 850i’nin Amerika satış fiyatı 100,000 dolardı. Bu, yeni modelin tüm zamanların en pahalı BMW’si olduğunu gösteriyordu. 1989 için bunun inanılmaz bir rakam olduğunu belirmeye gerek olduğunu düşünmüyoruz. 850i’nin kaputunun altında, 4 vitesli otomatik ve 6 vitesli manuel şanzıman seçenekleri bulunan, 300 beygir gücündeki 5.0 litre M70 V12 motor bulunuyordu. Son derece güçlü bir motora sahip olan 8 Serisi, 1,800 kilogramdan fazla olan ağırlığına rağmen son derece hızlı bir otomobildi.
Teknolojik donanımıyla dikkat çeken 8 Serisi’nde neredeyse yok yoktu. Elektrikli açılır tavan, elektronik hafızalı koltuklar, dahili veri bilgisayarı ve hepsinden önemlisi; AHK adıyla bilinen ve bugün için bile etkileyici bir teknoloji olan ve arka tekerleklere hidrolik destek vererek etkili bir yol tutuş sağlayan Aktif Arka Aks Kinematiği (Active Rear-Axle Kinematics) bunlardan yalnızca bazılarıydı. 90’lı yıllarda yalnızca BMW 8 Serisi’nde bulunan bu sistem, günümüzde bile hala geliştirme aşamasında.
AHK hariç hemen hemen diğer tüm teknolojik aksamın standart olduğu 8 Serisi farklı motor seçeneklerine sahip modellerle zenginleştirilse de, otomobilin son derece pahalı olması ve artan yakıt fiyatları 8 Serisi’nin, özellikle Amerika’da, istenilen satış rakamlarına ulaşamamasına neden oldu.
BMW, 1993 yılında 8 Serisi’nde bir dizi değişikliğe giderek ve seriye 840Ci ve 850Ci gibi iki yeni model ekleyerek büyük umut bağladığı otomobilinin popülaritesini arttırmaya çalışsa da başarılı olamadı. 1995 yılına gelindiğinde satışların iyiden iyiye düşmesi, 8 Serisi’nin geleceği hakkında soru işaretleri oluşmasına neden oldu. 1996 yılında bir kez daha ufak bir makyajla yenilenen 8 Serisi’nin Amerika kıtasındaki satışına son verildi. Altı yıl boyunca Amerika’da satışta olan 8 Serisi, yalnızca 8,000 adet satılmıştı.
Buna rağmen BMW 8 Serisi’nin üretimine ve satışına 199 yılına kadar dünyanın diğer bölgelerinde devam etti. Büyük umutlarla piyasaya sürülen büyük coupe, dokuz yıllık üretim süreci boyunca toplamda yalnızca 30,000 adet satıldı. BMW’nin günümüzde piyasada olan modellerinin satış rakamları göz önüne alındığında bunun ne denli büyük bir ticari fiyasko olduğu daha net anlaşılıyor.
Üretimden kaldırılmasının üzerinden oldukça uzun bir süre geçmesine rağmen 8 Serisi’nin geri dönüp dönmeyeceği hala merak ediliyor. Geride bıraktığımız dönemde BMW R&D Başkanı Herbert Diess, dedikodulara karşın yeni 8 Serisi’nin otomobil tutkunlarının karşına çıkması için önünde daha çok uzun bir yol olduğunu açıkladı. Alman otomobil üreticisi bu konuda kesin bir açıklama yapmaktan kaçınırken yeni 8 Serisi’nin geliştirme sürecinde olduğu ve bu sürecin beklenenden çok daha hız bir şekilde ilerlediği gelen bilgiler arasında. Hatta, yeni 8 Serisi’nin Pininfarina tarafından tasarlanan ve geçtiğimiz aylarda tanıtılan Gran Lusso Concept’ten önemli izler taşıyacağı bile konuşuluyor. BMW’nin yeni 8 Serisi için ince eleyip sık dokuduğu açık. Serinin daha önceki başarısızlığı ve BMW’nin şu anda piyasada birçok farklı modelinin olması bu tutumu haklı çıkarır nitelikte.
Büyük bir beklentiyle piyasaya sürülen ve üretimde kaldığı yıllar boyunca ciddi bir ticari başarısızlık örneği olan 8 Serisi’nin geri dönüşü hala BMW’nin gündeminde. Kesin bir bilgi ya da açıklama gelmediği için henüz netlik kazanmayan bu geri dönüşün ne zaman olacağını ve yeni 8 Serisi’nin nasıl bir etki yapacağını tüm otomobil tutkunları gibi biz de merakla bekliyoruz.